Yazla birlikte Facebook’ta, Twitter’da, Instagram’da vb. sosyal ortamlarda denizi fon yapıp “ayak” fotoğrafı çekenler çoğaldı. Bu yazımla kimseyi doğrudan hedeflemiyor, sadece düşüncelerimi paylaşıyorum.
Yahu tatile gitmişsin; deniz, kumsal, güneş… Ama o “ayak” nedir kardeşim?
Anladık mutlusun, enerji dolmuşsun ve o enerjinle elde telefon, bataryasını şarj ediyorsun. Etrafta insanlar kımıl kımıl, kuşlar şen şakrak, kumsallar sıcak sıcak, dalgalar culup culup…
Bak fotoğrafını çekebileceğin güzelliklerden birkaç örnek vereyim de, ufkun açılsın:
Git masmavi denizi çek, bembeyaz şezlongu çek, tertemiz havlu üzerinde duran sarı sayfalı kitabı çek, açılmış şemsiyeyi çek, içilmiş bira bardağını çek, bardağa yapışmış kumu çek, kumdan kale yapan çocuğu çek, güneşlenen ünlüyü çek, hizmet eden ünsüzü çek, yan yürüyen yengeci çek, düz yüzen balığı çek, parlayan “Rayban”ı çek, parlamayan terliği çek…
Gördün mü ne çok şey var çekilecek.
Ama o ayağı çekme kardeşim, üç kuruşluk tatil hayalimizi nasır etme…